Aile şirketlerinde, patronlar kâr-zarar yerine nakit akışıyla ilgilenirler. Bu aslında iki nedenle haksız değildir: Birincisi, enflasyon ortamlarında, nakit akışı idaresi, şirketin sağlayabileceği operasyonel kârın idaresinden çok daha fazla fayda sağlayabilir; ikincisi, bir şirketin varlığını sürdürebilmesi, ancak nakit akışının sağlanabilmesi ile mümkündür (operasyonel kâr açısından başarılı bir şirket nakit akışı yönetimi başarılı olmazsa çökebilir ve yok olabilir, hatta tersine operasyonel kârlılığı kötü olan pek çok şirket başarılı (ve biraz patron enjeksiyonlu) nakit akışı yönetimleriyle ayakta durmayı başarabilmektedir). Nakit akışı, günlük bazda tutulmalı ve mutlaka en az haftalık bazda incelenmelidir. Bu incelemenin sağlıklı olabilmesi için de mutlaka bir gelecek projeksiyonu olmalı (kesilen / alınan faturaların üzerindeki değerler, stoklar vs. burada devreye girerler), ve fiili gelişime göre gelecek projeksiyonu sürekli güncellenmelidir. Gerek nakit akışı, gerekse kâr-zarar ve bilanço analizleri, zaten geçmişi görmek için değil, gelecek belirlemeleri yapmak için kullanılır. Hiçbir işte, yakın geçmiş ile ilgili sağlıklı veri olmadan sağlıklı gelecek tahminleri yapabilmek mümkün değildir; olsa olsa düş kurma yapılabilir. Bu da son derece gereklidir, ama asla yeterli olmaz. Birçok kişide kâr-zarar tablosunun amacının aslında `şirketin ödemesi gereken vergiyi ortaya çıkarmak’ olması gibi pek de cazip gelmeyen bir hissiyat vardır. Muhtemelen bunlardan dolayı, çoğu şirkette, oldukça önemli göstergeleri sağlayacak olan bu tablo -vergisel amaçlar dışında- ihmal edilir ve sonuçta, `kâr’ kavramı da pek fazla yerleşmez. Pek çok `aile’ şirketinde, kâr ile cironun karıştırıldığı (kârlılık pozitif mi sorusuna karşılık “tabi ki; kârsız iş yapılır mı hiç, ama giderlerimiz de çok” cevabı alındığı), kârlılığın kabul edilebilir düzeyde olup olmadığının bilinemediği (“kâr asla yeterli olmaz” cevabı) gözlenmiştir. Oysa kârın çok detaylı biçimde, birçok açıdan parçalara ayrılabilmiş halde bilinmesi ve miktarının yatırılmış sermayeye ve bu sermayenin maliyetine göre değerlendirilmesi (ekonomik katma değer – EVA ölçümlemesi) şarttır.

MGformat-logo-3-180